Yıllardır zayıflamak için, şişmanlık tedavisi üzerine çalışarak, sağlıklı yollara eğilenler kadar, bu işin pazarına el atan bazı firmalar yada umut tacirleri olmuştur. çeşitli ilaçlar ve yiyecek karışımları, yada diyet programlarına ilaveten eklenen besinler vardır. Bunların çoğu ise halk arasında kulaktan kulağa dolaşan bilgilerdir. Bilimsel hiç bir niteliği olmayan sahteciler ise, bundan epey kâr elde etmişlerdir.
Bu sebeple, kilo almak yada kilo vermek dahil sağlığımızı riske atan bu besinlerden bir çoğunu listelemek istedim.
Kilo vermek için her yolu deneyen insanlar, sevdiklerimiz olabiliyor. Bunu yaparlarken tek amaçları kilolardan kurtulmak. Bazıları ise ne olacaksa olsun yeter ki şu kilolarımdan kurtulayım diyecek derecede takıntı edebiliyorlar. İşte bu noktada hem kilo veremez, verirse de geçici olacaktır.
Sonuçta sağlık problemleriyle karşılaşmış olması da cabası.
Doğrudan beyne zarar veren bu besinlerin listesine bakalım. Her ne şartta olursak olalım, bu içerikleri barındıran besinlerden uzak duralım.
İlk Sırayı Yapay tatlandırıcılara veriyorum. Çünkü kalori alımını düşürmek için şeker yerine kullanılan bu tatlandırıcılar uzun süre kullanımında beyin fonksiyonlarını yavaş yavaş düşürüyor. Zeka geriliği gibi problemlere, zihinsel birçok problemi de tetiklediği bilgilerine yer veriliyor.
(Hububat)Tahıllar ki gündelik kullandığımız tahıllar da bunun içinde. Sağlıklı diye düşünerek tahıldan elde edilen ürünlere yöneliriz. örneğin ekmek. Ancak en büyük eksik tahılların kepeğinden ayrılmasıdır. Bu tarz ürünler kepekleri olmadan tüketildiğinde Beyin fonksiyonlarını yavaş yavaş düşürür. Erken yaşlanmaya sebep olan ürünlerdir. Şimdilerde tahıl ürünlerinin bir çok çeşidi kepeğiyle birlikte harmanlanıyor. Buna verilen tam tahıl ismi buradan gelir.
Bunlar genelde, sucuk ,sosis,salam gibi severek tükettiğimiz et ürünleri.
Yukarıda sayılan işlenmiş gıdalar gibi, kızartma şeklinde pişirilen yiyeceklerin, hemen hepsinden merkezi sinir sisteminin tahrip olduğu ifade ediliyor. Sayılan sağlık sorunları risklerini barındırıyor.
Dolayısıyla işlenmiş yada önceden pişirilmiş yiyeceklerin hemen hepsi aynı riskleri ve diğer başka riskleri taşırlar.
Düşünme kabiliyetini yavaşlatma, zeka hızında duraksama ileriki yıllarda, tamamen beyin fonksiyonları düşük algıyla çalışmaya başlıyor. Bu durum dikkat dağınıklığı, sakarlık, hafıza kayıpları,öğrenememe gibi bir çok etkiyi daha erken yaşlarda hızlandırıyor..
Şeker tüketimi uzun vadede tuz gibi zararlı bir hal alıyor. sayılan etkilerin aynı şekilde tetikleyicileri arasındaki yerini alıyor. Bu nedenle tatlı türevi besinleri de mümkün mertebe az tüketmeli..
Bu sebeple, kilo almak yada kilo vermek dahil sağlığımızı riske atan bu besinlerden bir çoğunu listelemek istedim.
Kilo vermek için her yolu deneyen insanlar, sevdiklerimiz olabiliyor. Bunu yaparlarken tek amaçları kilolardan kurtulmak. Bazıları ise ne olacaksa olsun yeter ki şu kilolarımdan kurtulayım diyecek derecede takıntı edebiliyorlar. İşte bu noktada hem kilo veremez, verirse de geçici olacaktır.
Sonuçta sağlık problemleriyle karşılaşmış olması da cabası.
Doğrudan beyne zarar veren bu besinlerin listesine bakalım. Her ne şartta olursak olalım, bu içerikleri barındıran besinlerden uzak duralım.
İlk Sırayı Yapay tatlandırıcılara veriyorum. Çünkü kalori alımını düşürmek için şeker yerine kullanılan bu tatlandırıcılar uzun süre kullanımında beyin fonksiyonlarını yavaş yavaş düşürüyor. Zeka geriliği gibi problemlere, zihinsel birçok problemi de tetiklediği bilgilerine yer veriliyor.
(Hububat)Tahıllar ki gündelik kullandığımız tahıllar da bunun içinde. Sağlıklı diye düşünerek tahıldan elde edilen ürünlere yöneliriz. örneğin ekmek. Ancak en büyük eksik tahılların kepeğinden ayrılmasıdır. Bu tarz ürünler kepekleri olmadan tüketildiğinde Beyin fonksiyonlarını yavaş yavaş düşürür. Erken yaşlanmaya sebep olan ürünlerdir. Şimdilerde tahıl ürünlerinin bir çok çeşidi kepeğiyle birlikte harmanlanıyor. Buna verilen tam tahıl ismi buradan gelir.
Protein fazlası (işlenmiş besinlerdeki işlenmiş protein)
Aldığımız besinlerden gelen fazla protein, kalsiyum'un yeirne kemiklere yerleşen bir serüveni var, birçok kemik problemine sebep olur. Ancak benim kastettiğim fazlalık anlamında değil. İşlenmiş proteinlere için böyle söyledim. Çünkü protein kas yapıcıdır, insanın günlük alması gerekenin altında aldığında birçok sağlık sorunu da tetiklenir. Bunları göz önünde bulundurup sporculara baktığımızda bu oranı artırırlar. Ancak artan bu proteini yarayışlı bir şekilde kullanır, kas kütlesi yapabilirler. Lakin sözüm ona, protein içeriği var diyerek tüketilen işlenmiş et ürünlerinin hepsi işlenmiş proteindir. Kas yapıcı etkisi olan doğal protein kaynağı, yerini sinir sistemini zayıflatan,zamanla işlev kaybına yol açan, işlenmiş proteinle değiştirmemeliyiz.
Bunlar genelde, sucuk ,sosis,salam gibi severek tükettiğimiz et ürünleri.Trans yağlar...
Obezite, kalp hastalıkları, kolestrol gibi bilinenlerin yanı sıra, beyin fonksiyonlarını güçsüz bir hale sokar, felç ve alzheimer gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açan besin türü.Yukarıda sayılan işlenmiş gıdalar gibi, kızartma şeklinde pişirilen yiyeceklerin, hemen hepsinden merkezi sinir sisteminin tahrip olduğu ifade ediliyor. Sayılan sağlık sorunları risklerini barındırıyor.
Dolayısıyla işlenmiş yada önceden pişirilmiş yiyeceklerin hemen hepsi aynı riskleri ve diğer başka riskleri taşırlar.
Düşünme kabiliyetini yavaşlatma, zeka hızında duraksama ileriki yıllarda, tamamen beyin fonksiyonları düşük algıyla çalışmaya başlıyor. Bu durum dikkat dağınıklığı, sakarlık, hafıza kayıpları,öğrenememe gibi bir çok etkiyi daha erken yaşlarda hızlandırıyor..
Şeker tüketimi uzun vadede tuz gibi zararlı bir hal alıyor. sayılan etkilerin aynı şekilde tetikleyicileri arasındaki yerini alıyor. Bu nedenle tatlı türevi besinleri de mümkün mertebe az tüketmeli..
Yorumlar
Yorum Gönder